Kızıl Bayrak'tan...
Devrimci baharın ilk önemli tarihsel gününe, 8 Mart’a artık kısa bir süre kaldı. Dünyanın dört bir yanında başta emekçi kadınlar olmak üzere, işçi sınıfı ve emekçiler 103 yıllık mücadele geleneğini kuşanarak alanlara inmeye hazırlanıyor.
On yıllardır 8 Martlar tıpkı 1 Mayıs gibi işçi sınıfının o günkü mücadele taleplerini haykırdığı ve burjuvazinin karşısına dikildiği bir kavga günü olarak şekilleniyor. Kitlesel ve militan sınıf eylemlerine sahne oluyor. 1857’de New Yorklu kadın işçilerin yaktığı kızıl meşale ve mücadele ruhu, dünyanın dört bir yanında sermayeye korku salmaya devam ediyor.
Burjuvazinin her fırsatta 8 Mart’a saldırmasının gerisinde de bu neden yatıyor. Zira bu büyük kavga günü burjuvaziyi her daim ürkütüyor. Burjuvazi gelinen yerde tarihten bugüne yasaklarla, baskı ve zorbalıkla engelleyemediği 8 Mart’ın içini boşaltarak etkisiz ve kendisi için tehlikesiz bir hale getirmeye çalışıyor. Bir taraftan “Kadınlar Günü” adı altında 8 Mart’ı yozlaştırmaya tarihsel ve sınıfsal özünden kopartmaya çalışıyor, öte yandan hediye gününe çevirdiği 8 Mart üzerinden kendisine yeni bir pazar alanı açmayı hesaplıyor.
Fakat burjuvazinin tüm bu çabaları beyhudedir. Zira 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sahipsiz değildir. Bugün başta işçi sınıfı devrimciliğini bayrak edinmiş olan komünistler olmak üzere öncü devrimci işçiler ve toplumun devrimci-ilerici kesimleri yıllardır 8 Mart’ı tarihsel ve sınıfsal özüne sahip çıkarak, onu güncel sınıflar mücadelesinin gereğine uygun bir temelde örgütleyerek sahiplenmekteler. Devrimci-ilerici güçler gerek burjuvazinin baskı ve yasaklamalarına gerekse içini boşaltma çabalarına karşı can bedeli mücadele vererek 8 Mart’ın kızıl renginin soldurulmasına bugüne kadar müsaade etmediler, bundan sonra da asla etmeyeceklerdir.
Sınıf devrimcileri önümüzde sayılı günler kalan 2013 8 Martı’na yönelik hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürüyorlar. 8 Mart’ın sınıfsal ve tarihsel özüne uygun bir temelde örgütlenmesi için yoğun bir pratik çaba ortaya koyuyorlar. Bir taraftan emekçi kitleler içerisinde 8 Mart’ın güncel çağırısını yükselten sınıf devrimcileri, öte yandan 8 Martın sınıfsal kimliğini bozucu-karartıcı her türden burjuva ideolojisi karşısında amansız bir mücadele yürütüyorlar.
Emperyalist savaş ve saldırganlığın gün be gün tırmandığı, Kürt halkının mücadelesini tasfiye etmeyi ve teslim almayı amaçlayan politikaların hız kazandığı, işçi sınıfına tam köleliği dayatan yeni saldırı süreçlerinin kapıda olduğu bir dönemde örgütlenecek olan 2013 8 Martı, devrimci baharın kazanılması bakımından önem kazanmaktadır. Sınıf devrimcileri devrimci bahara atılan bu ilk adımı güçlü örmek için kalan zaman dilimini iyi değerlendirmeli, başta emekçi kadınlar olmak üzere tüm işçi sınıfını “Emperyalist savaşa, kapitalist sömürüye, şiddete ve eşitsizliğe karşı” işçilerin birliği halkların kardeşliği şiarıyla alanlara taşımak için seferber olmalıdırlar.
|